Burhan Kale
bkale007@hotmail.com
ER MEKTUBU
18/03/2021 Yıldızlar sinesinde ayın; O bana şahit ben ona… Kaç gündür yediğim taştan ekmek, Katığım çile, kahır; Yağmurla gelen bereketim, Gök aşkım, gök kuşağım… Merhaba; Denizin çocukları, kızları, oğulları… Köyümden, toprağımdan aktım yoluna; Tuzlu sularını kutsamam için, Asırlarca beklemiş gibisin… Genç fidanlar lazımdı demek ellerine, Kucağına almak, bağrına sarmak için… Mevziler; Daracık, upuzun mevziler, Ömrümden bile uzun… Bir güne doğan kelebeğim, kanatlarım belli belirsiz… Toz toprak yollarında, yalın ayağımla, sessiz… Vatan toprağı işte bu; Çamurlu ve tozlu, Her zerresi zemzemle yıkanmış, Yemyeşil Cennet… Dün, omuz omuza çarpışırken düşmanla, Şehit olan Hasan’ın eti, kemiği, Canını verdiği, kanını akıttığı sebil sebil… Vatanına kurban olanların bayramı; Bin yılda gelen bir bayram… Hasan; Ne güzel insan, Ne kadar çocuk, masum rüzgârdan… Gül yaprağından narin, elleri küçük ve temiz, Kayseri’den gelmiş, lise talebesiymiş henüz… Ölecek kadar büyük, korkacak kadar küçük… Annesi tutmuş ellerini sevgiyle, merhametle… Kimsenin nazını görmemiş Hasan, Babası okşamış saçlarını henüz… Ufukta… Ötede… Mehmet ya da Ali… Hüseyin ya da Veli… Geçit vermiyor düşmana… Düşmansa artıyor eksilmiyor… Yıldızlar kayıyor geceden güne… Yaşamak mı zor ölmek mi kolay? İnsanın insana bu zulmü niye! Hâlbuki gök ne kadar geniş… Toprak ne kadar da bereketli… Şehit olacağım, şehit diyecekler bana… Elim, kolum, kanadım kalacak bu dünyada, Kefenim vatan toprağı olacak ya… Bu şeref sana yeter ana. Dünyayı, ışığı bırakarak ardımda, Cennete kanatlanacağım, Dünya uykusundan uyanacağım, Peygamber kucağında… Ey ana; daha yeni sağımda, solumda birer mermi isabet eden, Kürt Cemil, Çerkez Ziya, Bir Cemil’e bir Ziya’ya koştumsa da ana, hiç birini tutamadım Son nefeslerini versinler diye kucağımda, Uçup gittiler serçe yavrusu gibi başları yanlarında… Olsun ana olsun, vatan sağ olsun ana… İnsan gibi ölmeli insan derdin ya, Bir dağın üzerinde yükselen bir dağ gibi… Çaresizlikle, yoksullukla tutunsak da hayata, Başı dimdik ve gururlu ölmeli insan derdin ya… Ey ana; ölümün yüzü çirkin burada… Düşman denizden çıkıyor, gökten iniyor, yerden bitiyor… Bir can taşımak değil bin can taşımak isterdim ana vatana feda… Ana; bu mektubu sakla, Yıllar sonra gelecek olanlara de ki; Yıllar sonra gelecek olanların üzerinde, Yıllar önce ölenlerin vebali var… Senenin bir gününde bizi ananların vebali var… Yüz binlerce canın uğruna verildiği toprağın vebali var… Allah’ın bildiğinin, suyun aldığının, Merminin yıktığının, bombaların paramparça ettiklerinin, Yağmurun, rüzgârın, yıldızın, ayın, Ali’nin, Hasan’ın, Mehmet’in, Nuri’nin, Emin’in, Hüseyin’in… Vebali var… Mermi taşıyan kadınların, ak saçlı ninelerin, Annelerin kundağında ölen bebelerin vebali var ana… Kemiklerimiz üzerinde gelecek kuranların, Bizi unutmasının bin vebali var ana… Ay bu gece kocaman bir tepsi, Çevresinde nur var sanki… Gün doğdu sanırsın üzerine görsen ana… Toprak için değil düşen fidanlar; can… Çanakkale’de; denizden ve karadan, Cennete açılan bin kapıdan, Şahadet nasip olur mu dersin ana? Hani köyde Uzun Hoca, Uzun uzun bakarak anlatırdı ya boyunca, Burada ölüyor gibi gelse de bana, Şehitler ölmez derdi ya ana… Sabaha akıyor zaman… Ölüme akıyor zaman… Boş söz yok konuşan, Kalplerde zikir, dillerde dua… Karanlığını aydınlatmak için insanlığın, Karanlığın üstünde ışık ışık Mehmetler… Bir de ben varım, akıyor ellerime yüreğim… Korkuyu öğretmediniz ki bana, Yaşamayı da pek bilmem ama… Çanakkale’yi geçilmez eylemek kaderim… Bir değil bin kere gelsem dünyaya, Razıyım kaderime ana… Çanakkale’de; yedi düvelin karşısına, Bir nefer olarak çıkmaya razıyım… Gök, deniz, dağ dolu gözlerim… Bir mermi ki sıcacık içimde vatan, Bir şarapnel parçası kırık saatimde… Denizin dibinde ebedi uykum… Yaşamak başka anlam kazanır, Vefanın olmadığı günleri görmeden, Ölmenin tadı bir başka olur… Ana; acı kaderin mi? Kaç asır daha ak pak sütünle beslenen, Ak alınlı çocukların ardından; Gözlerinden inci mercan süzülecek Her biri bir can, bir can, bir can… Ana; şahadete kanatlanıyor yavrun, Kınalı kuzun… Bir gül açar gibi geliyor uzaklarda, Kokusunu duyuyorum… Bir yaprak düşüyor dallarımdan, Yapraklar düşüyor sağımda solumda görüyorum… Senin yanaklarından ırmaklar akıyor, Dualarına âmin diyor gözyaşların… Gözlerin gözümde bana bakıyor, Hilale dokunuyor yıldız saçıyor saçların, Güneşler içime akıyor, kor ateş oluyor gül gülistan memleket… Allah’ım, bayrağım, vatanım diyorum… Bir hüzün doluyor yere göğe… Dolup taşıyorum öfkeyle sıkılıyor canım, Ellerinden uzakta kalıyor yine de şefkatine en muhtaç yanım… Dağ olsa düşman üstüne gidiyorum, Bir nefes kalsam yine gidiyorum, Bir kör kurşunu yanıma alıp gidiyorum, Vatanın temelinde kanım, canım… Ana; ellerinden öpüyorum, Hakkını helal et diyorum… Ya var ya yok üç dakika Vaktim kalmadı öyle uzun… İmza; Cephede aslan yavrun, Seninse Kınalı Kuzun… |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
AH SEYRANİ VAH SEYRANİ… - 29/04/2024 |
Aylar sivrisinek, yıllar böğelek, Dünyanın çivisi çıktı Seyrânî... En uslu dediğin durmuyor dölek, Yapanlar binayı yıktı Seyrânî... |
EŞREF İ FANİ - 21/12/2023 |
Ben de sana benzemeye başladım cancağızım, başkalarından bekler oldum erdemli insan olmalarını, oysa kendi içimde kemale ermeliydim... Kurmak istediğim dünyayı önce benliğimde kurmalıydım... |
Gaflet - 07/11/2023 |
Gaflet; kendisinin farkında olmamak, neler yapabileceğinin bilincini yitirmek, bakışlarını hep ufuklarda dolaştırırken gözünün önünü görmemek... |
Yeni Cilalı Taş Devri! - 13/06/2023 |
Özgürlüklere sınır çizilmesine şiddetle karşı çıkanların başkalarının özgürlüklerine sınır çizme hususundaki akıl almaz gayretlerini görünce açık pencereleri kapat! |
Dünya Şiir Gününde... - 21/03/2023 |
Şair, uzun soluklu bir koşucudur... Bu koşunun sonunda insanın dünyadaki macerasını içeren "mağara duvarı"na az ya da çok bir şeyler yazmayı başarabilen insandır o... |
Akşam... Yine Akşam... Yine Akşam... - 06/03/2023 |
Nedense akşam olurken Reşat Nuri’nin Mürşit Efendisi gibi Ahmet HAŞİM’e Acımak gelir içimden… |
Şiir Kaybolunca... - 13/10/2022 |
Ruhumuza temas eden ve bizleri kanatlandıracak olan o kaybolan şiirleri bulmanın mekânı adeta bir ticari meta haline gelen günümüz sanat dünyası asla değildir… |
Ey Sevgili - 02/06/2022 |
Erciyes gamzelerinin öyküsüdür, yıldızlar bir tutamıdır saçlarının. Şiirle beslenmeyen fakirleşir ve fani şehirler mahyalarda dirilir |
GÜNEŞİN DİLİ... - 15/03/2022 |
Mevsimlerin çiçek yüzü bahar, kendini iyiden iyiye hissettirirken 21 Mart Dünya Şiir Günü insanca yaşamanın yollarında kelimelerle yeni bir dünya kurulmasını sağlasın… |
Devamı |