“Işık doğudan gelir” sözü Hıristiyanlık inancı içinde Mesih İsa’nın kurtarıcı olarak doğuda geleceğine dair bir göndermedir. Bugün dünyadaki kötülüklerin artmasına nedenlerden biri de Mesih İsa’nın gelişini hızlandırmak adına yapılan zulümlerdir. Bazı Hıristiyan tarikatları buna inanıyorlar. Tarihte pek çok şehir, millet, topluluk, inanç sahipleri çeşitli sebeplerden ötürü zulüm gördü. Görmeye de devam ediyor. Mezopotamya toprakları kimyasal silah bahanesiyle yıllardır zulüm altında inletiliyor. Yine aynı inanç sahiplerince: Vaat Edilmiş Topraklar adıyla kendilerine ait saydıkları Mezopotamya topraklarından bütün Müslüman halkları sürüp yok etmek istiyorlar. Bu nedenle asla kana doymuyorlar. Uydurulmuş bir yalanı kanla diriltmeye çalışıyorlar. Bu mümkün mü?

Mesih İsa Doğudan mı gelir batıdan bilmiyoruz ama Türkler doğudan batıya doğru yürüdükleri hep bilinir ve doğrudur. Türklerin tarihi bu nedenle aynı zamanda İpek Yolu tarihidir. Türk devlet geleneğinde de büyük hakanın ölümünden sonra devlet ikili yönetim anlayışına bağlı olarak Doğu ve Batı olarak ayrılırdı. Doğu asıl Hakanın yurdu, Batı ise kardeşindi. Doğu ile Batı bu nedenle kardeştir. “Güneş doğudan doğar”. Bu gerçeğe de bir gönderme içerir bu söz.

Mardin’e gitmemişseniz mutlaka gidin görün. Mardin Oğuzların Döger boyuna mensup bir Türkmen beyi olan Artuk Bey’e başkentlik yapmış ilimiz. Tarihi ve kültürü ili çanlı bir ilimiz. Türklerin yönetiminde kalan coğrafyalarda kimsenin dini inançlarına müdahil olunmamıştır. Bunun canlı ispatı, açık müze şehri olan Mardin’dir.

Artuk Bey 1071 Malazgirt savaşında Sulatan Alpaslan’ın emrine girmiş ve Bizans’ın diz çöktürülmesine çok önemli görevler üstlenmiş bir komutan. Anadolu’nun ebedi yurt olmasın sağlayan birkaç önemli şahsiyetten biri.  Mardin demek Türkmen kocası Artuk Bey demek. Merkezde nereye baksanız Artuklu Türkmen Beyliği mührünü görmek mümkün.

Hatır, gönül bilen şehirlerden Mardin. Artuk Bey markasıyla ürettiği kahve bir dünya markası olma yolunda. Bir Fincan kahvenin kırk yıl hatırı var derler. O nedenle hatırlı şehirlerden Mardin.

Hangi esnafın dükkânına girseniz ikramsız çıkarmıyorlar. Üstelik şehre dışardan geldiğinizi anlayınca buda bizim hediyemiz olsun diyerek ilk alışverişten para talep etmiyorlar. Kadim bir kültürel gelenek olsa gerek.

İnsanları kadirşinas. Alışveriş yaptığımız bir işyeri sahibi nereli olduğumuzu sordu. Kayserili olduğumuzu söyledik. Hiç Kayserili gibi davranmıyorsunuz diye acı bir itirafta bulundu. Aslen Yozgatlı olduğumuzu ama Kayseri’de yaşadığımızı belirttik. Hicap duydu. Neden mi? Siz gelip buradan alışveriş yapıyorsunuz ben ne Yozgat’ı ne de Kayseri’ye gittim utanılacak bir durum bu dedi. Ama dedim Kayserilileri tanıdığınızı söylüyorsunuz nasıl oluyor dedim. Onlar çok sıkı pazarlık yapıyorlar. Birde “paran kadar konuş” diye bir söz işitim Kayserili bir müşterimin ağızlarından doğru mu bu söz dedi. Paranın günümüz dünyasında önemini vurgulamak için söylenmiş bir cümle evet diyerek yumuşatma gereği hissettim.

Mardin belki parası kadar konuşan bir şehir değil ama kültürü, tarihi, geçmişi ve bu günü ile bizlerle sürekli konuşan bir şehir. Çok konuşulacak bir şehir. Paranız olmasa da konuşabileceğiniz bir şehir. Çok kültürlü, çok dilli, çok dinli ama çok medeniyet dolu bir şehir. Türkmen kocası Artuk Beyimizin şahlandırdığı şehir. Yozgat’ın Devecipınar Türkmenlerinin akrabası bir şehir. Midyat ve Yeşilli mutlaka görülmesi gereken ilçelerinde sadece ikisi.

Paran kadar konuş diyen şehirlerle arasında ne kadar mesafe var, onu da varın siz hesap edin.