• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

Edebiyat Gazetesi

Kültür Sanat Edebiyat Haber Gazetesi

Selim Tunçbilek
stuncbilek@edebiyatgazetesi.net
EDEBİYAT AŞKI
12/05/2023

 

 

Diderot sanatçıda bulunması zorunlu olan iki temel nitelikten söz eder. Birincisi “Ahlak”, ikincisi ise “Bakış açıcı” der. Asında Ahlakın doğru bakış açıcını da oluşturduğu kanaatindeyim.

Doğan Hızlan’ı Kocaeli Kitap fuarında onur konuğu olarak davet edildiği tarihte yüz yüze tanıma fırsatı buldum. Sağ ve sol edebiyat mahfillerinde anlatılanlardan çok farklı bir kişilik ve intiba bıraktı bende. Aristokrat sınıfın en güçlü temsilcisi olarak görülmüş ve gösterilmiştir nedense. Genç bir yayınevi olan Şiir Vakti yayınları adına fuara iştirak etmiştik ve baskıdan yeni çıkmış, iki kitabımla ben de fuara katılan genç yazarlar arasındaydım.

Doğan Hızlan Fuarın onur konuğu olarak stantları geziyordu. Şiir Vakti dergisini görünce “Şiir Vakti Dergisi buradaymış.” Diyerek yanımıza geldi. İçeri çaya davet ettik. Kısa bir zaman ayırdı. Bizimle, kitaplarımızla ve dergimizle hassaten ilgilendi. O zamanlarda yetmiş beş yaşını aşmıştı. Çeşitli yazar dostların başka üstatlarla ilgili anlattıkları tatsız yaşanmışlıklar olduğundan ayrılırken; dergi ve kitaplarımızı yük etmemek için kargo ile Hürriyet Gazetesi adreslerine göndermeyi önerdim. “Yük ne demek efendim siz imzaladıktan sonra şerefle taşırım.” Diyerek beni şaşırtan bir cevap verdi.

Anadolu’nun büyük(!) yazarlarının aksine İstanbul beyefendilerinin edebiyat dışındaki ince nezaketlerini Doğan Hızlan şahsında bir kez daha görmüş ve yaşamıştım. Zira daha önce İstanbul kültür sanat ortamına iki yıla yakın aşinalığım vardı. Burada kaldığım süre içerisinde çeşitli dostlar vasıtasıyla Tarık Buğra’dan Aziz Nesin’e, Ahmet Kabaklı’dan Erol Güngör’e, Atilla İlhan’dan Sevinç Çokum’a, Osman Yüksel Serdengeçti gibi önemli şahsiyetleri tanıma imkânı bulmuştum. Çevresinde gençler olmasına rağmen gözden uzaklaşana kadar da kitap dolu poşetimizi söylediği gibi şerefle kendisi taşıdı.

Kitap fuarlarında pek çok yayıncı ve yazarlar otellerde bir araya geliyor; yazar, şair, düşünce adamlarıyla ilgili herkes çeşitli hatıralar naklediyorlardı. O günden sonra kendisiyle ilgili anlatılanları farklı bir nazarla gülümseyerek dinlemek zorunda kaldım. Pek çok anlatılana kuşkuyla yaklaşmaya başladım. Birebir tanıklığım yoksa pek çok aktarımların aslında yazarın veya şairin kendine dönük “bir imaj yaratmaya” yönelik olduğunu eseflenerek gördüm. Pek çoğuna içtenlikle üzüldüm. Bu gibi durumlarda aklımdan çıkarmadığım tek şey edebiyatın ve sanatın bir özveri, gönül ve yürek işi olduğuna dair sarsılmaz inancımdı. Bu çizginin dışına çıkmamaya azami özen gösterdim. İktisatçı olmama rağmen bilinçli bir tercih olarak, bundan ötürü kendimi C. Levi Strauss’un tanımıyla bazen “ilkel insan” olarak gördüm ve öyle kabullendim, yaşadım, yaşıyorum.

Kayseri Büyükşehir Belediyesi ile başarıyla yürüttüğümüz “Yazarlık Okulu” kurslarında yetenekli öğrencilere vakit ayırarak ayrıca ilgilenmem, onların mesafe alması için çaba sarf etmem, pek çok “Ünlü” edebiyatçı tarafında yadırganmış ve hatta onlarla zaman kaybetmemem telkin edilmiştir. Lakin edebiyatın öncelikle bir iklim işi olduğunu düşünerek o genç yetenekler için edebiyat, sanat ve düşünce soluyabilecekleri bir iklim oluşturmayı hep denedim. Akalemler dergisi işte bu iklimin küçük bir esintisidir.

Sanat ve Düşünce adamları öncelikle idealist olmak zorundadırlar. Buna yürekten inandım. Öyle davrandım, öyle yaşadım. Bu durumumu yadırgayanlar olunca küçük bir gülümsemeyle onları uğurlamayı Doğan Hızlan nezaketinden bir yansıma saydım. Oysa Doğan Hızlan bizim mahallede yabancılaşmanın figürü gibi görülür. Ne kadar iğreti ve gerçeklikten uzak. Kendilerince “Müslümanlığı” etiket gibi sırtında taşıyanların pek çoğunda gördüğümüz kibir ve “yabancılaşmanın” öncü emaresi olan tepeden bakma asla onda yoktu.

Biliyorum, izliyorum ve görüyorum.Seksen beş yaşını aşmış Doğan Hızlan TRT2’de Karalama Defteri programını hala dinç bir zihinle sürdürüyor ve yirmili yaşlardaki genç kalemlerin eserlerini okuyarak onların edebi dünyalarına tanıklık ediyor, sağlıklı yol almaları için inatla, ısrarla emeklerine katkı sunuyor. Öğretici ve yol gösterici olmaya devam ediyor.

Sanırım edebiyat aşkı böyle bir şey olsa gerek.  



218 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

"SEN BİR AYSIN" - 24/12/2023
Bilimi ve aklı yadsıyalım demiyorum.
MARDİN - 19/10/2022
Türkmen beyi olan Artuk Bey’e başkentlik yapmış ilimiz.
NEDEN ŞİKAYET EDİYORUZ? - 20/05/2021
Sektörde kimin neyi, nasıl, niçin yaptığını herkes çok iyi biliyordu.
OZAN ABİ - 30/04/2021
Prof. Dr. Ahmet Tevfik Ozan bu çağda insan olmanın erdemlerini bir ışık gibi çevresine yayıp bu âlemden göçen nadir insanlardan biriydi.
SAHİH YAZAR - 23/03/2021
geçmişi kutsamak geleceği öldürmektir.
ÇOCUKLUK MU YAZARLIK MI? - 01/03/2021
Sözüne ettiğiniz gerçekten bir yazarsa onun tek sığınağı kendi vicdanıdır.
KİŞİSEL ISTIRABIM - 12/02/2021
Benim kişisel ıstırabım bunları düşünmekle geçiyor.
EDEBİYAT GAZETESİNDE YAZMAK - 03/02/2021
Siz okurlarıyla birlikte bir aile olmak için