• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

Edebiyat Gazetesi

Kültür Sanat Edebiyat Haber Gazetesi

Neva Selçuk
nevaselcuk@edebiyatgazetesi.net
BİZİM YUNUS
07/03/2021

Elimdeki, Faruk Timurtaş Hoca’nın hazırladığı Yunus Emre Divanı parça parça olmuş durumda. Doğrusu bu kadar yıprattığım başka bir kitabım yok. Bu haliyle kitap, yıllardır nice uykusuz geceme yıldız, yalnızlığıma yoldaş olduğunu vakur ama sıcak bir dille hatırlatıyor. Ne zaman gönül toprağımın susuzluktan çatladığını hissetsem Yunus Emre karlı dağların başından inip “yaşın yaşın ağlayan bir bulut” gibi yetişir imdadıma.

Yunus Emre’nin büyüklüğünü idrak edebilmek için, 13. yüzyılın ikinci yarısında doğduğunu ve günümüzde gönüllerdeki tahtının görkemini güçlendirerek yaşamaya devam ettiğini düşünmek yeterli olacaktır kanısındayım. Gerçi onun büyüklüğü bu kadar aşikârken, böyle bir çabaya girişmek, bunu söz konusu etmek bile ne kadar gerekli, tartışılır.

Her dizesinden aşk, hikmet, insan sevgisi akan Yunus Emre şiirlerinde, Anadolu Türkçesi en güzel haliyle nefes almaya devam etmektedir. Onun dili yaşayan ve yaşanılan Türkçedir ve Türkçe en güzel, en yetkin haline -kanımca- Yunus şiirlerinde ulaşmıştır. Bu anlamda Yunus, asırlardır geçilememiş zirvedir. Onun dilimizin şahikasında dalgalanan her bir dizesi bu düşüncemizi daha çok pekiştirecek kudrete sahiptir. Bunun içindir ki zamanın silgisi dilimizin semasında birer yıldız gibi parlayan şiirlerinin tek bir harfine dokunamamıştır.

Yüzyıllardır, her sosyal çevreden, her eğitim seviyesinden ve farklı dünya görüşlerinden bu kadar çok insanın gönlünü titreten başka bir şair var mıdır bilmiyorum. Beyaz tülbentiyle köy odasında Mevlit dinleyen ninenin gönlüne ateş gibi düşen Yunus, çalışma masasındaki akademisyene de yeni dünyaların kapısını açabilmektedir. Onun evrensel olduğu kadar bu toprakların kokusunu, bu milletin inancını taşıyan sesi; insanlığa umudu, sevgiyi, barışı yankılamaktadır.

Emre kelimesinin Eski Türkçe dönemindeki amramak kelimesinden geldiği bilgisini veriyor Faruk Timurtaş Hoca. Amramak “sevmek, âşık olmak”, bundan türeyen amrağ ve amrak “âşık, seven, sevgili, dost” anlamına geliyormuş. Emre Batı Türkçesine geçişte amrağın incelmesi ile oluşmuş. Yani Yunus Emre ismiyle de âşık, seven, dost…

Gelin, Yunus’un hikmet denizinden birkaç damla düşürelim gönlümüze:

“Hak bir gönül verdi bana ha demeden hayran olur

Bir dem gelir şadi olur, bir dem gelir giryan olur.”  

 

“Cümle yaradılmışa bir göz ile bakmayan

Halka müderris ise hakikatte asidir.”

 

“Çalabın dünyasında yüz bin türlü sevgi var

Kabul et kendözüne gör kangısı layıktır.”

 

“Dört kitabın manasın okudum, tahsil ettim

Aşka gelicek gördüm bir uzun hece imiş”

 

“Bir hastaya vardın ise bir içim su verdin ise

Yarın anda karşı gele Hak şarabın içmiş gibi”

 

“Gönül Çalab’ın tahtı Çalab gönüle baktı

İki cihan bedbahtı kim gönül yıkar ise”

 

 

Hangi şiirini açsak, hangi dizesine baksak gönlümüze işliyor Yunus. Onun, dağların yükseklerindeki kaynaklardan fışkıran duru sesine ve o sesi anlamaya, çoraklaşmış dünyamızın ne çok ihtiyacı var. Anadolu’nun nefesidir Yunus Emre. Çünkü o Bizim Yunus. Yunus bizde bizden içre…



798 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

SÖZCÜKLERLE RESİM YAPAN ŞAİR - 05/04/2021
“Haşim sesler işiten bir adam değil, seslerde bile renkler gören bir adamdı.”
DÜNYA ŞİİR GÜNÜ - 21/03/2021
Şairler poetikalarında kendi şiir dünyalarını tanımlamış, şiirlerinin belli başlı çerçevelerini ortaya koymuşlar.
ŞAİRLERİN ÇELEBİSİ - 22/02/2021
Yaşadığı dönemde anlaşılamayan garip bir şairdir Asaf Halet Çelebi.
SÖZCÜKLERİN BÜYÜLÜ DÜNYASI - 08/02/2021
Behçet Necatigil şiirlerinde Türkçenin büyülü dünyasıyla karşılaşmaya alışkın okur için şaşırtıcı değil.