23/03/2021
Herkesin içinde yazma arzusu vardır. Lakin yazarlık, bu yazma arzusunun gelip geçiciliğinden ötede bir yerdedir. Yaşama biçiminden beslenmeyen yazarlığın üretkenliği seri üretim yapan işletmelerin ürünlerine benzer. O eseri, o yazarı hemen anlarsınız. Kelimelerin birbirleriyle ilişkisinde önceki kelimeler sonrakini çağrıştırır. Ve hayatın gündelik akışı içinde kaybolup gider. Zaman içinde kaybolup gidecek yazarlar işte bu yazarlardır. Kendi zamanlarında popüler olmaları ve her yerde yazmalarından ayırt edilebilirler. Bunlar genelde okumadan yazanlardır. Bunların dertleri yazarak para kazanmaktır.
Etkili yazar ise çok çok okuyup az yazanlardan çıkar ve onun böyle bir derdi olmaz. O yalnızca kendi gerçeğinin peşinde koşar. O gerçeklik ise sadece içindeki sesi susturmaktır. Her yazdığında bu ses diner ve bu dinginlikte yazarın ruhuna yeni bir şey daha fısıldanır. Yazdığı eser bu döngü içinde biçimlenir, hayat bulur.
Sanat eseri ise çok farklıdır. Öncelikle seri üretim tekniğiyle üretilmişlerden ayrılır. Kişisel bir gayretin ilmek ilmek, nakış gibi eserin işlendiğini sanatın içine ve eserin ruhuna sindiğini görürsünüz. Kurgusu ile yarattığı atmosfer ile çok farklılık arz eder. Kendinden öncekiler gibi değildir. Benzerlikleri ile ayrıldığı noktaları ile özgünlük arz eder.
Dil onun evrenidir. Onun içinde yaşar ve yaşatır yenilikleri. Dili yalnızca gündelik konuşma diyalektiği içinde görmez. Semboller üzerinden yepyeni bir dil ve dünya yaratır. O yaşadığımız dünyadan çok farklı bir dünyayı yansıtır bize. İşte o yansıyan şey sanatın gücüne işaret eder.
Yazar kendi yaşadığı toplumun değerlerinin kutsiyeti üzerinde durmaz. Toplum zaten onu biliyor ve idrak ediyordur. Yazar bu değerlerin gelecek yüzyıllarda o toplumu nereye nasıl götüreceğine yönelik düşünceler üretir. Bu nedenle geçmişi şimdi ile harmanlayarak geleceğe yönelik sözü olana denir. O bilir ki geçmişi kutsamak geleceği öldürmektir. Bu yola asla sapmaz.
Bunun ışığını yazar önce kendi içinde keşfeder. Bu keşif kendini tanımakla başlar, toplumu anlamakla gelişir, yarınlara ışık tutmakla fark edilir. Toplum onu şimdi anlamasa da olur. Yarın yolunu aydınlatan ışığın ondan geldiğini mutlaka görecektir. İşte o zaman diliminde yaşamayı hedefleyen ancak sahih bir yazardır.