‘ Konuşabilmek ile konuşmayı bilmek arasında büyük bir fark vardır. Mesela çoğu insan ikincisini bilmez.’ Der Cemal SÜREYA…

     Siyasetçilerden şairlere, filozoflardan bilim adamlarına yüzyıllardır ‘konuşmak’ üstüne ne çok söz söylemişlerdir. Öyle ki konuşmak şarkılara dahi konu olmuştur.

     Benim en sevdiğim söz ise S. FREUD’un ‘kelimelerin sihirli gücü vardır.’ Deyişidir.

     J. W. V. GOETHE ise ‘konuşmak bir ihtiyaç ise susmak bir sanattır. ’ Der. Çünkü konuşmanın zıt anlamı susmaktır. Aynı zamanda sessizlikte bir tür konuşma şekli değil midir? Susmakta konuşmak kadar etkili bir yetenektir. Hatta sözcükler ilaç gibidir. Fakat yanlış kullanılan bir ilaç nasıl zehre dönüşebilirse sözlerde aynı şekilde insanlar için zehre dönüşebilir.

     İşte bu yüzden insan konuşken dost kazanabileceği gibi dostunu da kaybedebilir. Bunun yanı sıra kelimeler bize düşman kazandırabilir. Çünkü konuşmak bir silahtır. Bu silahı yanlış kullanmak bir insanın ruhunun yaralanmasına neden olabilir.

     Konuşmak ile çıkacağımız öğrenme yolculuğu en etkili durak olan soru sormaktan geçer. Konuşmanın sağlamasını ise davranışlar belirler. Bu yüzden duymak ve görmek birbirinden ayrı iki dünyadır.  Fakat şu söz unutulmamalıdır. ‘Duymak istemeyen biri kadar kimse daha sağır olamaz.’