Beste Bekir
bestebekir@hotmail.com
FELSEFEDEN ŞİİRE UZANAN YOL: ORUÇ ARUOBA
11/07/2021 Ahmet Oruç Aruoba, 14 Temmuz 1948'de Kocaeli'nin Karamürsel ilçesinde dünyaya gelir. Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu Fahri Aruoba ile şair, gazeteci Muazzez Kaptanoğlu'nun üç çocuğundan biridir. Üniversite eğitimine Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümünde başlayan yazar, yine aynı üniversitede çalışmalarına devam ederek felsefe uzmanı olur. Yeni Zelanda ve Almanya'da akademik çalışmalarını sürdüren yazar, 1972 ile 1983 yılları arasında kadrolu olarak görev yaptığı Hacettepe Üniversitesinden dönemin siyasi gelişmelerinin de etkisiyle istifa ederek İstanbul'a yerleşir.Yazar ve çevirmen olarak kariyerini sürdüren Aruoba; Wittgenstein, Matsuo Basho, Paul Celan, Hume, Nietzsche, Kant, Rilke ve Werner Otto von Hentig'den çeviriler yapar. Nietzsche'nin "Deccal" isimli eserini Türkçeye çeviren Aruoba, aforizmalara dayalı felsefi metinleri başarılı bir biçimde kaleme almış ve "Türkiye'nin Nietzsche'si" olarak anılmıştır. Mantıksal pozitivizmin önemli temsilcilerinden biri olan ünlü dil filozofu Wittgenstein'ın eserlerini de Türkçe'ye ilk çeviren o olmuştur. 1990'da yayımlanan ilk kitabı olan "Tümceler"de okurunun gözünü doğanın güzellikleriyle kamaştıran yazarın noktalama işaretlerinin anlamı değiştirici gücünden faydalanarak kaleme aldığı bu eseri, daha sonra yayımlanan "De ki İşte" ve "Yürüme" adlı kitapları ile beraber "Yürüme Üçlüsü" olarak kabul edilir. Sokrates, Platon, Wittgenstein, Hegel, Kant ve Nietzsche gibi filozoflara da göndermelerde bulunduğu bu üçlemesi sayesinde Aruoba'nın fikir dünyasıyla yakından tanışma fırsatı buluruz. Şiir üzerine de çalışmalar yapan Aruoba, felsefe ile yoğurduğu şiirlerinde kendine has bir üslup yakalar. Bu üslubunu "Ol/an", "Kesik Esintiler", "Geç Gelen Ağıtlar", "Sayıklamalar" ve "Ne ki Hiç" adlı şiir kitaplarında görmek mümkündür. Ayrıca şiirin mekânsallığı üzerine çalışmaları olan ünlü filozof Heidegger'i de analiz etmiş ve onun şiire dair görüşlerini "Ona göre insanın temel sözü şiirdir. Çünkü insan yaşayan, dünyanın içinde olan, diğer insanlarla ilişkisini dil aracılığıyla kuran varlıktır. İnsanın bütün etkinliklerinde yer alan, içinde yaşadığı dil ile (tarihsel olarak da) içinde yaşadığı varoluş arasında kurduğu temel anlam ilişkisi, şiirde ortaya çıkar. İnsanın bilinen bütün tarihi boyunca çeşitli biçimlerde görülen "şiir" adı verilen dilsel kuruluşlar, bu temel ilişkiyi ortaya koymaya (dile getirmeye) çalışan insan yöneliminin ürünleridir. Heidegger de buna ulaşmaya, (anlamlandırmaya, yorumlamaya) insanın dünya ile ve diğer insarlarla olan ilişkisini ilk biçimiyle yeniden kavramaya çalışır." şeklindeki sözleriyle açıklamıştır. "Uzak" ve "Yakın" adlı eserlerinde şiirden düzyazıya yöneldiğini gördüğümüz Aruoba, gözlemlerinden doğan metaforlara dayanan evrensel bir dil oluşturur. Bu dili oluştururken Herakleitos, Epiktetos, Nietzsche, Heidegger, Spinoza, Wittgenstein ve Kuçuradi gibi filozoflardan ilham alır. Aruoba aynı zamanda Japon edebiyatında bir şiir türü olan "haiku"nun, Türk edebiyatındaki temsilcilerinden biridir. Ortaya çıkışı XVI. yüzyıla dayanan haiku, dünyadaki en kısa lirik şiir biçimi olarak bilinir. Kimilerince basit bir sözcük oyunu olarak nitelendirilip edebi açıdan değersiz görülse de Japon şair Masaoka Shiki "Haiku edebiyattır" der. Masaoka'dan sonra haiku, Japonyaʼya özgü geleneksel bir şiir tarzı olarak kabul görür. Haikuda argo sözcüklere yer verilmesinde sakınca yoktur. Dolayısıyla Japon şiirinde biçim ve içerik özgürlüğünün haiku ile başladığını söyleyebiliriz. Haiku, üç dizeden oluşan ve beş-yedi-beş hece olmak üzere toplam on yedi hece ölçüsüne göre yazılan bir şiir biçimidir. Kısaca on yedi hecenin üç dize hâlinde yazılması ile ortaya çıkar. Kısa, yalın ve öz bir anlatıma dayanır. Şairin, yalın anlatımın yardımıyla okuyucuyu kendi hayali birikimiyle beraber şiire dahil etmeyi amaçladığı haiku, güzel sözcüklerle yapılmış sade bir tabloyu andırır. Aruoba, kendisi ile haiku arasındaki bağı şöyle özetler: "Haiku yazdığımı -yani, yazdıklarımın haiku olduğunu- başlangıçta fark etmedim. Başo'yla tanışmam Mayıs'93'de oldu; oysa çok önceleri, ancak haiku sayılabilecek metinler yazmıştım -yani, sonradan farkettim ki, yazmışım...(tümceler'e aldığım metinlerin birçoğu, ilk kavranış açısından da, kâğıda dökülüş açısından da -bazısı biçimsel olarak bile-, haiku sayılabilir.) 31 Mayıs 2020'de İstanbul'da hayata gözlerini yuman Aruoba'nın ölüme dair değerlendirmeleri ise dikkat çekicidir: "Yaşamın sana sıkça söyleyebileceği tek şey ölümdür. Öyleyse, yaşamın tek açık anlamı, Ölümdür. Yaşamın tek anlamı ölümse, (...) "Yaşam ne denli gecikirse geciksin, |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
BAĞIMSIZLIK VE ÖZGÜRLÜK: KADIN KARAKTERLERİN PORTRELERİ - 04/06/2024 |
Gerek Türk edebiyatına gerekse dünya edebiyatına ait ünlü eserlerin merkezindeki kadın karakterlerden anlaşıldığı üzere, edebi eserler kadınları yalnızca romantik figürler olarak görmeyi reddeder. |
POSTKOLONYAL EDEBİYAT: KİMLİK, AİDİYET VE DİRENİŞ ANALİZİ - 23/08/2023 |
Sömürgeciliğin bıraktığı sorunları felsefi ve edebi teoriyle açıklayan edebi akıma postkolonyalizm denir. |
İNSANCIL EDEBİYAT - 18/12/2021 |
Edebiyat ideolojilerüstüdür, ideolojik ya da başka birtakım kalıplara sığdırılamayacak denli engin bir okyanustur. |
DİRİM - 02/06/2021 |
Hayalin Işıltılar İklimi'nden "Dirim" isimli şiiri... |
KADININ ŞİİRSEL SESİ: GABRIELA MISTRAL - 12/05/2021 |
"Öpücükler" şiiri, en popüler şiirlerinden biri olmasının yanı sıra, Gabriela Mistral'ın ruhunun şiirselliğini de gözler önüne sermektedir. |
"SEVME SANATI" ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME - 26/04/2021 |
Erich Fromm'un 1956'da yayınlanan "Sevme Sanatı" adlı kitabı, bir kitaptan daha fazlasıdır. Birkaç nesil için ilham kaynağı olan bu yapıt, hâlen güncelliğini korumaktadır. |
BÜYÜLÜ GERÇEKÇİLİĞİN ÖDÜLLÜ YAZARI - 11/04/2021 |
Halk arasında Gabo veya Gabito olarak bilinen Gabriel Garcia Marquez, Latin Amerika'nın en önemli edebiyatçılarından biridir ve büyülü gerçekçiliğin bir temsilcisi olarak anılan Kolombiyalı bir yazar, gazeteci, şair, editör ve senaristtir. |
MODERNİZME BİR BAŞKALDIRI: ULTRAİZM - 27/03/2021 |
Edebi ultraizm, I. Dünya Savaşı'nın sonunda ortaya çıkan bir İspanya ve Latin Amerika kökenli harekettir. Ultraist hareketin temel amacı, modernizme ve 98 Kuşağı'na karşı cephe oluşturmaktır. |
HAYATA TUTUNAMAYAN ŞAİR: GEORG TRAKL - 17/03/2021 |
Trakl şiirlerinde çürüme, yalnızlık ve ölüm düşüncelerini âdeta ete kemiğe bürüyerek biçimsel ve tonal güzellikle birleştirir. Özellikle geç dönem şiirleri kıyamet duygusu ile karakterize edilir ve yaklaşan bir felaket hissini aktarır. |
Devamı |